Merhaba seks hikaye okurları, sizlere başımdan geçen ilk başlarda biraz benim için sinir bozan ve daha sonrasında iyiki böyle olmuş dediğim süper bir erotik hikayemi paylaşak istiyorum.
Yağmur henüz başlamıştı ve benim Beyoğlu’na geleli en fazla beş dakika oluyordu. Şemsiyemi almadığıma pişmandım ama hiç olmazsa montum üzerimdeydi. Hızlı adımlarla bir arkadaşımla buluşacağım inci Pastahanesi’ne doğru yollandım. Yağmur hızlanıyordu ve bir an önce pastahaneye girmeliydim.Pastahaneye girdiğim zaman oturacak hiç bir yer yoktu. Uzun yılların geleneksel pastaha-nesi ince ve uzun bir sofa şeklinde dizayn edilmiş, bunun yarıya yakın kısmını da tezgahlar ve kasa işgal etmişti.
Bunları düşünürken çalan cep telefonumu aceleyle açtım ve karşıdaki kişinin buluşacağım arkadaşım olduğunu gördüm. Bana “gelemeyeceğini, önemli bir toplantısı çıktığını” soyuyordu. Aldırmaması gerektiğini ve başımın çaresine bakacağımı söyledim. Aslında bir hayli bozulmuştum ama bunu belli etmemeye çalışıyordum. Tüm işlerimi, randevularımı askıya alıp uzunca süredir görüşemediğim bir doktor arkadaşımla buluşacak ve birlikte felekten güzel bir gece çalacaktım.
Tarlabaşı’na yakın barlardan birinde iki hatunla buluşacak ve gerisini gecenin akışına teslim edecektik. Neyse, “sağlık olsun”du.Pastahanede yer bulamamıştım ve arkadaşım tarafından ekilmiştim. İçimden küfrederek pastahaneyi terk ettim ve Çiçek Pasajı’na doğru yola koyuldum.Pasaj, yağmura rağmen cıvıl cıvıldı ve kalabalık “İğne atsan yere düşmez “türündendi. Yol boyu sıralanan birahanelerden birinin önündeki sandalyelerden en hoşuma gidene kuruldum ve kızarmış patatesle bir adet bira ısmarladım. Keyfim yavaş yavaş yerine geliyordu ve havaya girmiştim.
Garson servisi yapmış ve buz gibi biramı yudumlamaya başlamıştım ki biraz ileride, kalabalık içerisinde başında yün beresi, üzerinde enine çizgili büstiyer benzeri bir penyesi, mini minnacık etekliği ve fileli çorapları bulunan siyah uzun saçlı, çok şirin ve seksi bir genç kız dikkatimi çekti. Bir süre kızı izleyerek biramı yudumlamaya devam ettim.Her tarafından buram buram seks ve dişilik fışkıran bu kız adeta insanı sikişe davet ediyor, hemen oracıkta, ayakta becerilmeyi bekliyordu. Kızın telaşlı ve heyecanlı tavırları dikkatimi çekince daha da meraklandım ve gözlerimi ayırmadan kızı izlemeye koyuldum.Kalabalıkta herkes herkese temas ediyor, kimin eli kimin cebinde belli olmuyordu. Bir ara kızın elini öndeki adama doğru uzattığını ve adamın sağ omzunda asılı duran omuz çantasını kurcalamaya başladığını fark ettim. Acele ederek eline aldığı bir nesneyi kendi çantasına aktardı ve bir süre sağa sola bakarak hızla bulunduğu yeri terk etti.
Soluk almaya dahi zaman bırakmadan garsonu çağırdım ve hesabı ödeyerek kızı takip etmeye koyuldum. Kız çoktan gözden kaybolmuştu ve onu bulmak kolay olmayabilirdi. Neyse ki bereli, uzun saçlı ve güzel bacaklı kızımız caddeye girmek üzereyken yakayı ele verdi ve kalabalığın içinde onu yeniden buldum.Çok hızlı yürüyordu ve peşindeydim. Ara sokaklara daldığı zaman günün aydınlığı yerini çoktan karanlığa bırakmış, sokaklardaki insan sayısı parmakla sayılacak kadar azalmıştı. Çok geçmeden, birbirinin içine geçmiş gibi görünen ve geçmişin rutubetini, karanlığını taşıyan eski evlerden oluşan bir çıkmaz sokağa girdi ve adımlarını yavaşlattı.
Beni görebileceğini düşünerek bir binanın kapı aralığına girdim ve onu izlemeye koyuldum. Genç ve güzel kız sağını solunu iyice kolaçan ettikten sonra hemen solunda bulunan tahta perdelerle çevrili ahşap eve doğru yöneldi. O sırada yerimden atıldım ve bir anda aklıma gelen “çılgın ve delice fikri” uygulamaya koyuldum. Kızın yanına geldiğim zaman şaşkın şaşkın bana bakıyor, “neler oluyor” diye kekeliyordu. Ona “ellerini duvara yaslamasını ve polis olduğumu” söyledim. Dediklerimi yapıp ellerini duvara yasladıktan sonrası inanılmazdı.Elimi eteğine attım ve yukarı çektim. Nefis ve bembeyaz butları hafifçe titriyordu. Jartiyerinin lastikleri kalçalarını sıkıyor, pürüzsüz cildini sıkıştırarak kırmızı bir iz bırakıyordu. Elimi kalçalarının arasına soktum ve bir serçe yavrusu gibi çırpınan vajinasmı, minik amini avuçlarımın arasına aldım.
Elimi sıktıkça ve parmaklarımı oynattıkça amı sulanıyor, elimi ıslatıyordu. Belli ki zevk alıyordu. Parmaklarımı aminin arasına, dar ve sıcak deliğine soktuğum zaman inlemeye başladı ve cilveyle kekeleyerek “ne yapıyorsunuz, ne olur beni bırakın” diye fısıldadı. Ona “polis olduğumu ve az önce onu suç işlerken gördüğümü, birisinin cüzdanını çaldığını” söyleyince “hayır, ben öyle bir şey yapmadım” diyerek karşılık verdi. Bir yandan da kıçını oynatıyor, parmaklarımın amına daha fazla girmesine yardımcı oluyordu. “Böyle bir suç cezasız kalmamalı” dedim ve devam ettim “ama senin gibi güzel bir orospunun da hapishanelerde çürümesine izin veremem”. Bu sırada kızın memeleri penyesinden dışarıya fırlamış, meme uçları ipiri olmuş bir halde aşağı yukarı sallanıyordu. Boşta kalan elimi de memelerine yapıştırarak sıkmaya, adeta bir kağıt parçası gibi buruşturmaya başladım.
Bana ne yapmayı düşünüyorsunuz? diyerek titreyen sesi heyecanını da yansıtıyordu. “Şimdi görürsün” diyerek elimi fermuarıma attım. Sikimi dışarıya çıkarttığım zaman kazık gibi olduğunu ve alev alev yandığını fark ettim. Sikimi dibinden kavradığım anda ona “şu marifetli ellerini, göt yanaklarını aralamak için kullanırsan ben de rahat rahat girebilirim” dedim. Genç kız denileni yapıp, iki elini kullanarak göt yanaklarını araladığı zaman sikim nabız gibi atıyor,. kalbim çırpınarak çarpıyordu. Sikimi içine sokmaya başladım.
Bana,”dur lütfen, canım yanıyor. Çok iri, oh acıtıyorsun” diye sözcükler sarfederken sikim tamamen içine yerleşmişti.Gidip gelmeye başladım. Aminin içi alev gibi yanıyor, sikimin ısısıyla karışan bu sıcaklık beni adeta delirtiyordu. Arkasında, aminin içinde gidip gelirken girme çıkma sesleri oluşuyor, kızın feryatlarını, sağ elimle ağzını kapatarak bastırıyordum. Böylesine bir zevk yaşamamıştım, aklımı kaçırmak üzereydim…Uzun süre dayanamayacağımı anlamış, boşalmamak için kendimi kontrol etmeye çalışıyordum. Sikimin bir mum gibi eridiğini anladığım zaman, kendimi kaybetmiştim ve genç kızın arkasında titreyen bacaklarımın üzerinde güçlükle duruyordum. Kızın suratı kıpkırmızıydı ve nefesi kesilmişti. Kendimize gelip toparlandığımız zaman “Ben orospu değilim” dedi, gülümsedim “Ben de polis değilim