Arzuladığım Kızı Ailesi Evdeyken Siktim

Selam sex hikayeleri tutkunları. Ankara merkezde bir eczanede kalfa olarak çalışıyorum. Eczanenin bulunduğu yer merkezi bir yer olduğu için bizden başka on-onbeş dükkan daha var ve bunlardan bir tanesinde, bizim hemen karşımızda ki bir butikte çalışan uzun boylu, esmer tenli, yeşil gözlü bir kız işe başladı. Daha ilk iş gününden onu gözüme kestirmiştim ve bir şekilde arkadaşlık kurmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya kararlıydım. Sektör olarak farklı işlerde olduğumuz için pek muhabbet imkanımız olmuyordu ama sık sık dışarı çıkarak onu görmek için uğraşıyordum.
Bir hafta kadar bu durum devam etti ama ben hala aşama kaydedememiştim. Taki bir akşam, yani akşama doğu iş çıkışı olduğu anda eczaneye gelerek bir ağrıkesici almak istedi. İlk muhabbetimiz o an başlamıştı, ağrıkesici vermeden önce bir iki müşterim vardı ve onlarla ilgileniyordum. Bir kaç dakika oturmasını ve beklemesini rica ettim. Ara ara müşterilerle ilgilenirken sık sık kızı göz altından süzüyordum. O kadar güzel ve tatlı biriydiki aşık olmamak elde değil. Üzerinde ki sıkı kumaş pantolonu kırmızı renkteydi, arkası pek görünmüyordu o yüzden oturuken götünü izleme imkanım olmadı ama bacak arasından çaktırmadan bakarak amının çizgisini görebiliyordum. Bir kaç bakıştan sonra butikte çalışan kırmızı pantolonlu Rüya neresine baktığımı fark etmiş olacakki bacaklarını kapatarak kaşlarını çattı ve beni izlemeye başladı. O an panik oldum ve bunu zannediyorum dışarıya da yansıttım. Panik olunca elim ayağıma dolaşır ve fazla hareketli olurum. Kız peni o halde görünce yüzündeki sinirli bakışlar bir anda yerini gülümsemeye bırakıvermişti.
Bir kaç dakika sonra müşterilerin hepsi çıktığında “buyrun sıra sizde, nasıl yardımcı olabilirim” diye seslendim. Oturduğu yerden kalkarak yanıma geldi, yüzündeki gülümseme hala duruyordu. Onun gülümsemesi kadar benimde panik halim hala üzerimdeydi ve ben ne kadar panik yaparsam yapayım bunu fark edip dahada hoşuna gidiyordu. Ağrı kesici ilacını aldıktan sonra eczaneden çıkarak butiğe geri döndü. İlk karşılaşmamız sayılacak bu durumda resmen herşeyi bok etmiştim, eczaneden çıkarken son olarak bir hamle yapmak istedim ama ağzımdan tek kelime çıkmamıştı. O gün kıza karşı beslediğim tüm ümitler bir anda suya düşmüştü. Öte yandan diğer günlerin aksine ertesi gün benim onu izlediğim gibi oda dükkanın önüne çıktığında eczaneye doğru bakıyordu. Pek iyi olmasada, hatta kötüde olsa onun dikkatini çekmiştim. Ertesi gün onu dışarı çıkarken gördüğüm bir an müşteri yokken bende dışarı çıktım ve karşılıklı bakışmaya başladık.
Ben diğer günler gibi iddealı bakamıyordum açıkçası, üzerimde biraz eziklik vardı ve kaçamak bakışlar atabiliyordum. Bir ara göz göze geldik ve gözlerimi çekmek için biraz geç kaldığım anda gülümseyerek başını salladı ve “hayırlı işler, kolay gelsin” diyerek seslendi. Bizim ilk olumlu konuşmamız o olmuştu, başlangıcı ne kadar kötü yapmış olursak olalım ertesi gün ve ondan sonraki günlerde aramız daha iyiye gidiyordu. Her geçen gün samimiyetimiz biraz daha artıyordu diyebilirim. Sonunda aradan yaklaşık iki hafta geçtiğinde gayet samimi olmuştuk, isminin Rüya olduğunu o an öğrendim. Lise bittikten sonra okula devam etmemiş ve bir kaç giyim mağazasında çalıştıktan sonra en son burada işe başlamıştı. Yaşı 19 du, benden bir yaş küçüktü yani. İki hafta süresince sadece karşılıklı sohbetlerle devam etmedik tabi. Arada yemek saati olduğunda benim gibi kalfa olan ama benden daha tecrübeli olan Ersel abiden izin alarak Rüya ile yemeğe çıkıyorduk.
Yani yemek dediğim bir kaç dükkan ötede bulunan dönerciye giderek ekmek arası döner yiyorduk. Bu yemek fasıllarında sıradan günlük sohbetler yapıyorduk ve bir boşluğunu bulduğum ilk an erkek arkadaşının olup olmadığını sordum. Neyseki ciddi bir erkek arkadaşı yoktu, benimde kız arkadaşım yoktu o yüzden rahat rahat yazmaya başlayabilirdim. Sanıyorum dördüncü yada beşinci yemek molasındaydı, ona ilk geldiği günden bu yana ilgim olduğunu söyledim. Ben bunu söyler söylemez “o gün beni izlediğinde anlamıştım zaten bunu” dedi. Bir kaç saniye hangi günden bahsettiğini hatırlayamadım ama sonra bacaklarının arasına bakarak amını izlediğim o gün aklıma geldi. O günkü panik halim, heyecanlı halim tekrar başlamıştı. Bunu fark ettiğinde o gün olduğu gibi yüzündeki bir gülümseme ile beni izlemeye başladı. Ağzımdan çıkan her kelime normalden daha hızlı, söylediğim herşey beni eleveriyordu resmen. Bu duruma Rüya “tamam ya sakin ol, beni izlemen hoşuma gitmişti aslında” diyerek son verdi.
Yalnız bunu söyleyerek benden kurtulamazdı, sohbeti oradan devam ettirdim ve “seni izlemek benimde hoşuma gidiyor, hele o gün bu fiziksel olarak belli oluyordu bende” dedim. Şaşırdı ve “nasıl yani anlamadım” dedi. Ona, onu izlerken sikimin sertleştiğini anlatmaya çalışmıştım ama başaramamıştım. Meraklı meraklı “nasıl fiziksel ya, anlatsana anlamadım gerçekten” diyerek konuyu üstelemeye başladı. Biraz kaçamak yaklaştıktan sonra “ya işte seni izlemek vücudumda bazı değişikliklere neden oluyor” dedim. Bir kaç saniye yüzüme boş boş baktıktan sonra nihayet ne demek istediğimi anladı ve “haaaa onu diyorsun, aptal yaaaaa” şeklinde tepki verip kahkaha atmaya başladı. Bende ona eşlik ettim ve yemekleri bir kenara bırakarak karşılıklı gülmeye başladık. Bir süre sonra gülmeyi bırakıp yemeğe dönecekken “akşam dışarı çıkabiliyor musun” diye sordum. Ekmelinden bir parça ıstırdı ve “evet çıkabiliyorum” demek için başını aşağı yukarı salladı.
Bende “madem öyle bu akşam buluşalım mı, yürürüz biraz” dedim ve ilk akşam çıkma teklifimi yaptım. Hiç itiraz etmeden teklifimi kabul etti ve akşam saat sekiz gibi buluşmak üzere randevulaştık. Bu arada Rüya keçiören de oturuyor, Ankara’yı bilenler bilir ama bilmeyenler için tarif etmem gerekirse merkezden tek dolmuşla yarım saat falan yolculukla gidilebilen bir semt. Akşam olduğunda dolmuşa atladım (bu arada bende aydınlıkevlerde oturuyorum) ve doğru Rüya’nın yanına gittim. Buluşmak için verdiği marketin önünde beklemeye başladım. Bir kaç dakika bekledikten sonra Rüya karşıdan çıkageldi, üzerindeki o pantolonu bir anda dikkatimi çekmişti. Olabildiğince dar ve yırtıkları olan beyaz-mavi karışımı bir kot pantolon giymişti. Pantolonunun yırtıkları o kadar çoktu ki pürüzsüz bacaklarına bakmaktan Rüya’nın yüzüne bakamıyordum. Üzerindeki kıyafet sarı bir tişörttü ama altındaki pantolon kadar iddealı değildi o yüzden Rüya yanıma gelene kadar gözlerimi bacaklarından, yırtık pırtık kotundan ayıramadım.
Yanıma geldiğinde “naber nasılsın” dan önce bana dediği ilk şey “yeter ya ne bakıp duruyorsun” sözü olmuştu. Gülümseyerek elimi uzattım ve tokalaşıp öpüştükten sonra (yanaktan) “elimde değil, çok güzelsin” dedim. Bir kaç yüz metre yürüdükten sonra yol üzerindeki bir pastahaneye girerek birşeyler yeyip içtik, sohbetler sıradandı o yüzden şunu konuştuk, birbirimize bunları anlattık falan diyemiyorum ama sıklıkla işlerden konuşmuştuk. Gerçi o konuştuğu sırada ben başka hayallere dalıyordum ister istemez. Bir ara Rüya ile acaba ne zaman sevgili olabiliriz, onu ne zaman eve atarım gibi şeyler düşünüyordum. Yaklaşık bir saat kadar pastanede oturduk ve sohbetimize devam ettik. Bir saatin sonunda pastaneden çıkıp yarım saat veya bir saat kadar daha yürüdük ve Rüya’yı evine bırakmak üzere yürüye yürüye oturduğu apartmana ilerledik. O gün bizim için gayet normal ve sıradan geçmişti, kızın elini dahi tutamamıştım. Evinin önüne geldiğimde onu orada bırakırken içimde bir eksiklik vardı, yani ona dokunamamanın verdiği eksiklikten söz ediyorum.
Evine bıraktıktan sonra dolmuşa atladım ve evde döndüm. Dönerken dolmuşta, eve geldiğimde, yatağıma yattığımda falan sık sık birbirimize mesajlar atıyorduk. Gece yatmadan önce “yarın tekrar buluşalım mı akşam üzeri, bu defa dondurmaya çıkarız” dedim. Rüya’nın teklifi daha cazipti ama, bana “ne dondurması ya, gece gelebilirsen bizde takılalım” dedi. Önce şaşırdım ve ailesi ile beraber oturacağımızı zannederek “sizinkiler birşey demez mi” diye sordum. Mesajda gülücük gönderdi ve ardından “bizimkiler uyuduğunda diyorum ya, gece yani saat onbir veya on iki gibi” dedi. Şaşkın ve sevinç içerisinde “neden olmasın, çok iyi olur hatta” yazdım ve gönderdim. Son mesajlaşmamızda yarın gece için randevulaştık ve karşılıklı olarak yattık. Ertesi iş gününde akşam olsun diye öyle sabırsız sabırsız bekliyordum ki sanki gün bitmeyecek, güneş bir türlü batmayacak gibiydi. Yine öğle yemeğinde dışarı çıkmıştık, yemek sırasındada geceki planımızı tekrarladık ve herhangi bir aksilik olmazsa gece beraberdik.
Yemek bitip iş yerine döndüğümüzde güç bela mesaiyi bitirdim, eve geçtiğimde saatin onbir olması için sanki bir kaç yıl bekledim diyebilirim. Sonunda saat gece onbuçuk olmuştu, Rüya’ya mesaj atarak “geliyorum ben” dedim ve evden çıktım. Evlerinin önüne vardığımda saat onbiri geçmişti. Rüya’nın ailesi söylediğine göre yeni yattığı için onbeş dakika kadar dışarıda takıldıktan sonra apartmanlarının önüne geldim ve tekrar mesaj gönderdim. Dış kapıyı açtıktan sonra sessizce yukarı çıkmamı söyledi. Çok sessiz ve dikkatli bir şekilde dairelerinin kapısının önüne geldim. Zaten oda beni bekliyordu, kapıdan girer girmez bana odasını işaret etti, sessizce odasına girdim, hemen arkadanda Rüya’da geldi. Kapıyı kilitleyerek beni yatağının üzerine oturttu ve “ne içersin, kahve yapayım mı” diye sordu. Üzerinde mavi şort ve üzerindede aynı tonlarda mavi bir bluz vardı. Zannediyorum gecelik türü birşeydi. Üst kısmında ufaktan bir dekolte söz konusuydu, göğüslerini böylesine derin bir şekilde daha önce görmemiştim ve karşıma geldiğinde ara ara kaçamak bakışlarla göğüslerine bakıyordum.
Bir süre göğüslerini izledikten sonra kahve teklifine “sen ne istersen onu yap benim için sorun değil” diyerek karşılık verdim. Ben odasında otururken oda bir kaç dakikalığına mutfağa giderek ikimize birer fincan kahve yapıp geldi. Yatağının üzerinde oturup kahvelerimizi içerken gözüm arada göğüslerine kaçıyordu. Tam kahvesini yudumlarken “gerçekten çok güzelsin, beni deli ediyorsun” diye asıl konuya giriş yaptım. Bunun yanı sıra bir kaç iltifatta daha bulundum, söylediklerimi yüzündeki tebessüm eşliğinde kahvesini yudumlayarak dinledi. Söylediklerimin hoşuna gittiğini fark ettiğim an elimi bacağının üzerine koyarak gözlerinin içine baktım ve “seni seviyorum” diye fısıldadım. Sonrasında kahveler elimizde dururken dudaklarına doğru yaklaşarak ilk öpücüğümü dudaklarının üzerine kondurdum. Sanki bunu bekliyor gibiydi, dudağım dudağına dokunur dokunmaz ikisini birden ağzına alarak emmeye başladı. Bir süre emdikten sonra dilini ağzımdan içeri sokup çıkartmaya başladı.
Kendi kendime “öpüşmesi bu kadar ateşliyse kim bilir sikişmesi nasıldır” diyordum. O dudaklarımla ilgilenirken bende her geçen saniye elimi biraz daha derinlerine götürüyordum. Sonunda elimi amının üzerine koyduğumda şortunun üzerinden belli olan amının dillerini sıkmaya başladım. Gerçekten şort öyle güzel görünüyordu ki resmen kızın amının iki dudağını ayırmış ve arasında bariz görünen bir çizgi oluşturmuştu. Bir süre sıktıktan sonra baş parmağımı o yarığa soktum ve aşağı yukarı okşamaya devam ettim. Ben okşadıkça Rüya’da elindeki kahveyi yere bırakmaya çalışıyor ve sessiz bir şekilde inliyordu. Amı öyle yumuşaktı ki parmağım üzerinde gezerken biran evvel yarrağımı içine sokmak için can atıyordum. Bu bir kaç dakika sürdü, ardından Rüya üzerime doğru gelerek beni yatağa yatırdı ve pantolonumun kemeriyle fermuarını açmaya başladı. Bu işlem onun için gayet kolay bir işlemdi, yani elini atar atmaz pantolonumun önünü açmış, külotumun üzerinden yarrağımı avuçlamıştı.
Kısa bir süre külotumun üzerinden okşadıktan sonra külotumuda sıyırınca baş kısmı sırılsıklam olan yarrağım ortaya çıkıverdi. Hiç beklemeden ellerini yarrağıma sararak aşağı yukarı okşamaya başladı. Tüm bunları yaparken dudaklarımdan çekilmiş ve benimle yatakta oturarak ilgilenmeye başlamıştı. Yarrağım zaten taş gibiydi ve çok büyümüştü ama Rüya avuçlarının arasında tuttuğu her saniye sanki daha fazla büyüyor gibi hissediyordum. Bir veya iki dakika sadece yarrağımı okşayarak bana otuzbir çekti, ardından gözlerime baka baka yarrağımın başını ağzından içeri soktu. Sadece baş kısmını soktuğunda hiç iler geri hareket ettirmeden yarrağımı vakumlamaya başlayınca ıslanan yarrağım daha fazla ıslanmaya başladı. Gerçi o an Rüya sanki ıslanmasını ister gibiydi çünkü zevk sularımı ağzına öyle iştahla akıtıyordu ki boşaldığımdada ağzında olacağımı o an anlamıştım aslında. Bir süre sadece yarrağımın başını, akabinde yarrağımın tamamını ağzına sokup emmeye, muamele çekmeye devam etti.
Rüya’nın yatağında sırtüstü uzanmış bir şekilde kendimi tamamen onun ellerine bırakmıştım, yarrağımı yalayarak kendinden geçmesini seyrediyordum adeta. Sonunda artık boşalacağımı anlayınca “istersen birazda içine gireyim” dedim ve yarrağımı ağzından çıkarttım. Biraz evvel benim yattığım yere bu defa Rüya uzandı, beni üzerine alarak bacaklarını ayırıp içine girmemi beklemeye başladı. Yarrağım sırılsıklam ve zevk suları ile kaplanmış olduğundan amının deliğine koyar koymaz içeri doğru kaymaya başladı. Önce başını soktum, bir süre bekleyip dudaklarından öpmeye başladım, ardından yavaş yavaş kendimi ona doğru itekleyerek dudaklarından eme eme yarrağımın tamamını amından içeri itekledim. Tamamı girdiğinde hem Rüya hem ben zevkten uçuyorduk. O gözlerini kapatmış kendinden geçerken bende onu izleyerek kendimden geçiyordum. Tamamen girdikten sonra yavaşça yarrağımı çıkarttım ve tekrar soktum. Bu yavaşlıkta belki on defa belkide yirmi defa içine girip çıkmaya devam ettim.
Amının tamamen alıştığını anlamam uzun sürmedi ama. Artık hiç acı çekmediğinden emin olduğum bir an yarrağımın hızını arttırarak sikmeye başladım. O andan sonra her geçen saniye hızı biraz daha arttırıyor ve bir nevi Rüya’yı parçalarcasına sikiyordum. Amından içeri girdiğim her hamlede ellerini vücudumda gezidrerek tırnaklarını sırtıma batırmaya çalışıyordu. Altımda inlemesi, gözlerinin kapalı olması, inlemek ama sesini fazla çıkartmamak için ara ara elini ağzına kapatması aklımı başıman alan temel hareketlerinden olmuştu. İçine girip çıkarken odada yankılanan sikiş sesi bir süre sonra beni tırsıtmaya başladı çünkü çıkan sesten dolayı her an ailesi uyanabilir, her an babasına falan yakalanabilirdik. Gerçi bu sadece benim umurumdaydı sanırım çünkü Rüya içine girip çıkarken çıkan sesten ziyade kendinden geçmekle meşguldü. Genelde bunu ben konrtol ediyordum ve zaman zaman mola vererek içine giriş çıkışlarımı yavaşlatıyordum. Tabi bu genelde pek mümkün olmuyordu diyebilirim.
Bu durum bir saate yakın sürmüş olabilir, bir saat demeyelim de kırk dakika falan sürdüğüne eminim ama. bu kırk dakika içerisinde emin değilim ama Rüya’yı iki defa orgazm olurken gördüm sanırım. En son orgazmını benim boşalma isteğim gelmeden bir iki dakika önce olmuştu. Hiç fikrini almadan orgazm olmak için yarrağımı amından çıkarttığımda Rüya’nın amına doğru otuzbir çekmeye başladım. Üzerine boşalmam uzun sürmedi ama boşaldıktan sonra kendime gelmem uzun sürdü :). O gece tamamen boşaldığımda yarrağımı ellerimin arasına alarak Rüya’nın yanına uzandım ve dinlenmeye başladım. Duşa girmek için fırstım olmadığı için sadece ıslak mendille idare ederek temizlendim. Ardından üzerimi giyerek odasından çıktıp eve gittim. O günden sonra Rüya ile sikiş için onların evinde buluşuyoruz ama ilk yaşadıklarım kadar heyecanlı bir ilişki yaşayamadım bir daha. Şu son günlerde genelde sikiş hikayeleri okumak için girdiğim sitelerde en çok anal sikiş konuları dikkatimi çeker oldu.
Bilemiyorum Rüya’ya bu anal sikiş olayını nasıl açacağım ama eğer bir yolunu bulursam ve açabilirsem sizlere bir sikiş hikayesi daha yazmayı düşünüyorum. Önümüzdeki günlerde sanıyorum konudan Rüya’ya söz etmiş olurum. Tekrar görüşünceye kadar hepiniz mutlu kalın arkadaşlar. Tüm hikaye severlerine selam olsun :).

escort eryaman
keçiören escort
escort çankaya